23 Eylül 2013 Pazartesi

Kitap :Mutluluğun Öteki Yüzü / Sere Prince Halverson

Yaklaşık 1 ay önce bi çekiliş vasıtasıyla tanıştığım bi kitap oldu Mutluluğun Öteki Yüzü..Aslına bakarsanız kitabın kapak tasarımından dolayı sırf bu kitap için bi sürü çekilişe katıldım diyebilirim.. :D
Neyseki bi tanesinde şansım yüzüme güldü ve bu güzellik benim oldu...

Elime aldığımda gözüme çarpan ilk şey tahminimden çok daha güzel bi tasarıma sahip olmasıydı ki bi süre kitabı sevmekten kendimi alamadım..Özellikle iç sayfayı baya bi mıcıkladığımı söylemeliyim.. :D
Lakin kitabı okuma sürem ne yazık ki merakımla eşit olmadı..Ev durumları,tatil sonu,benim Expo için İstanbul'a gidişim vs. derken kitabı okuyabilmem tamı tamına bir ayı buldu ve ben sonunda bugün finalini yaptım..
(mıncıklanan sayfa :D)
Konu aslında pek bilindik diil..Üvey bi anne olan Ella'nın eşinin (Joe) ölmesiyle 2 çocukla başbaşa kalması,tam iyi olduk derken eski eşin (Paige) karşılarına çıkıp ben çocuklarımı istiyorum demesiyle karmaşıklaşan bi hayatı anlatıyo..

Kitap genelde aklımızda yer etmiş olan üvey anne imajını silen bi yapıya sahip ama bazı yerlerde içimin şiştiğini kabul etmem lazım..Ella'nın çocukken yaşadığı olaylar sebebiyle herşeye gözünü kapatmışken ,çocukların vesayeti durumunda birden ''doğrucu davut'a '' dönüp herşeyi batırmasına sinir oldum..

Paige(eski eş)'e acıması ve dürüst olursan herşeyi kazanırsın gibi bi yargıya varması öyle bi durumdayken biraz saçmaydı.Zaten kitabı okurken çoğu yerde ben olsam ne yapardım sorusunu düşündürüyodu ama sanmıyorum ki kimse Ella gibi davransın.. (Sanırım ben olsam orda Paige'i yolum yolum yolar,merakımı giderdikten sonrada o mektupları yakardım.) ''Sonuçta kocası sakladıysa bi bildiği vardır dimi ama ''dedim bütün bir kitap boyunca ama Paige'e olanları öğrendikten sonra az biraz yumuşadığımı söylemeliyim..
Yazar o kadar sinir harbi ve gerginlikten sonra yinede kötü olan kimse bırakmamış ve kitabın sonunu iyi bağlamış yani...
(yargıcın lafı favorim oldu.. :D)

Yinede bu kitap sayesinde bu kadar fazla duygusal inişleri ve çıkışları olan kitaplardan neden uzak durduğumu birkez daha anladım..Hiç bana göre değil.Resmen hop oturup hop kalktım bazı yerlerde..Saç baş yolma kıvamına bile geldim yani.. :D

Ama bilmediğim bi konuda bana farklı bi bakış açısı sunduğu içinde mutluyum..Bu yüzden çekilişiyle kitabı okumama fırsat tanıyan drwilldone ve Arkadya Yayınlarına da çok teşekkür ederimm.. :)

Not: her ne kadar uzak durcam desemde Arkadya yayınlarından 4 kitap daha seçtim..(Mart Menekşeleri,Aşk Tadında Hayat,Dostluk Ekmeği ve Yağmur Sonrası) Aralarında en sevdikleriniz ve sevmedikleriniz ne,önerilerinizi yazıp bana yol gösterirseniz çok sevinirim.. :)
Görüşmek Üzere.. :)



12 Eylül 2013 Perşembe

DİY: Bir Minik Makyaj Hilesi.. :P

Selam millet..
Her telden çalan bi blogger olduğumdan bu seferki post konum gözüme takılan bir makyaj hilesi oldu..
Malumunuz bu aralar hatunlar arasında dolgun dudaklar pek bi moda..Takip ettiğim birçok blogger dahil olmak üzere çoğu hatun kişisi medya bombardımanına dayanamayıp benim olsun amma velakin az bi gıdım da dolgun olsun diye didinip çabalamakta..Bunun için acılı operasyonlara göğüs gerip,bi çırpıda isteğine kavuşanlarda var çeşitli makyaj hileleriyle etkili ama kalıcı olmayan hilelere başvuranlarda..

İşte benim yöntemim etkili ama kalıcı olmayanlardan..



Normalde ilgimi çekmez ama geçenlerde nette dolanırken adım başı dudak dolgunlaştırın ,böyle yapın,şöyle yapın haberlerini görünce daha doğrusu gözüme gözüme sokulunca merak edip az bi bakındım internet alemine..Gördüm ki sırf bunun için zaman ve çaba harcayanların sayısı inanılmaz..Güzellik uğruna çekmediğimiz kalmıyo ama yinede dayanamıyoruz işte..Şu ve şuradaki faciaları görmezden gelelim plz.. :D 

Neyse bizim işimiz bunlar değil zaten, biz basit ve etkili yöntemler arıyoruz..Ve zaman harcatmayan...
Çoğu makyajla dudak dolgunlaştırma önerisi ''dudağı fondötenle,olmadı pudrala,yetmedi kapatıcı sür , çevresini kontürle '' gibi bi yığın işlemle geldiğinden kısıtlı zamanlar konusunda pek yardımcı olmuyo..Benim bulduğum öneri ise kapatıcı ve dudak kalemi ikilisiyle yapılan..Daha az zahmetli en azından.. :( (tembellik başa bela :D )

Yapılışına gelirsek eğer ilk olarak üst dudak çukuruna ruj fırçasıyla resimdeki gibi biraz kapatıcı uyguluyoruz.tercihen ten rengimizden 1-2 ton açık olarak..



 Sonra uyguladığımız kısmın tam altına denk gelecek şekilde aynı işlemi tekrarlıyoruz..



 Üstünden dudak renginizin 1-2 ton koyusuyla dudak kalemini uyguluyoruz..



En son olarakta ruj-parlatıcı ikilisinden birini veya ikisini uygulayıp bitiriyoruz..



İşte bu kadar..Şimdi diceksiniz ki sen denedin mi de bize söylüyosun..Yeap..Tabiki kendimde denedim ve resimdeki ablanınki kadar olmasa da gayette göz yaşartıcı sonuçlar aldım.. :D ( Yüce rabbim biliyomuş,senin dolgun dudak neyine dimi.. kkk )
O yüzden arada değişiklik isterseniz kendinize dair ,denemenizi tavsiye edebilirim..
Şimdiden kolay gelsin.. :)

Not.resimlerin hepsi google görsellerden alınmıştır..bilginize...

6 Eylül 2013 Cuma

Kitap: Sana Gül Bahçesi Vadetmedim / Joanne Greenberg


'' Orjinal adı 
 I Never Promised You a Rose Garden olan Sana Gül Bahçesi Vadetmedim kitabı, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sağımıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine düşmesine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun kurtarma operasyonu başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi..'' diyor kitabın arka kapağında..


Kitabı tek kelimeyle anlat derseniz eğer bana göre çok değişikti derim..
Deborah'in kendi içinde oluşturduğu dünyanın bi süre sonra ona zarar vermesiyle kendi kurgusundan çıkma çabaları,bakış açısı oldukça etkileyiciydi..
280 sayfalık ve ilk kez yayınlandığı 1989'dan beri birkaç kuşağın ilgiyle okuduğu bu kitabın kesinlikle çok orjinal bi konusu var..Herkesin bildiği ama hakkında detaylı bi bilgiye çok azımızın sahip olduğu şizofreni hastalığına yakından bakmak çok sarsıcıydı..O yüzden bence mutlaka okunmalı,en azından hayata farklı bi gözle bakabilmek için..


Ayrıca kitap üzerinde düşününce bu kitabı yazarın nasıl böyle derinlemesine yazıp,kurgulayabildiğini çok merak ettim.Normal bi insan zekasıyla düşünülebilecek bişeymiş gibi gelmedi bana anlatılanlar.Sonra yazarın kitaptaki karakter Deborah gibi psikiyatrik ilaç kullanmadan ağır bir şizofreniyi yenebilmiş ender insanlardan biri olduğunu öğrendim..


Söylenenlere göre yazar Joanne Greenberg, genç yaşta geçirdiği akıl hastanesi deneyimini bu kitapta anlatmaya çalışmış.Bunu yaparken de toplumun yerleşik değer yargılarına farklı bir eleştiri getirip ''normal'' kavramının ne olduğunu, toplumun onu dışlaması,aşağılaması nedeniyle kendi kafasında yarattığı dünyanın ayrıntılarını anlatıp bir nevi ''bunu ben yaşadım ama böyle bişilerde var,gözünüzü kapatmayın'' demeye getirip, olanı biteni kendisiyle beraber sorgulamaya itiyor diyebiliriz..

Bunun dışında kitabın dilinin ağır olduğunu itiraf etmeliyim..Birkaç kez elimden bıraksam mı acaba diye düşünmedim değil,sayfa sayısı çok olmamasına karşın anlatımından mı yada konusundan mı bilinmez boğulduğumu hissettim ama sonuna gelince iyiki bırakmamışım dedim..O yüzden tavsiyem zorlansanız da bırakmamanız.. :)


Kitaptan Alıntı
"- Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?

- Bak, dinle beni,
   Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. 
    Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...
     ve hiç bir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. 
      Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. 
       Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. 
          Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. 
             Ben yalan şeyler vadetmem hiç. 
               Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... 
                  Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!"


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...