'' Orjinal adı I Never Promised You a Rose Garden olan Sana Gül Bahçesi Vadetmedim kitabı, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sağımıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine düşmesine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun kurtarma operasyonu başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi..'' diyor kitabın arka kapağında..
Kitabı tek kelimeyle anlat derseniz eğer bana göre çok değişikti derim..
Deborah'in kendi içinde oluşturduğu dünyanın bi süre sonra ona zarar vermesiyle kendi kurgusundan çıkma çabaları,bakış açısı oldukça etkileyiciydi..
280 sayfalık ve ilk kez yayınlandığı 1989'dan beri birkaç kuşağın ilgiyle okuduğu bu kitabın kesinlikle çok orjinal bi konusu var..Herkesin bildiği ama hakkında detaylı bi bilgiye çok azımızın sahip olduğu şizofreni hastalığına yakından bakmak çok sarsıcıydı..O yüzden bence mutlaka okunmalı,en azından hayata farklı bi gözle bakabilmek için..
Ayrıca kitap üzerinde düşününce bu kitabı yazarın nasıl böyle derinlemesine yazıp,kurgulayabildiğini çok merak ettim.Normal bi insan zekasıyla düşünülebilecek bişeymiş gibi gelmedi bana anlatılanlar.Sonra yazarın kitaptaki karakter Deborah gibi psikiyatrik ilaç kullanmadan ağır bir şizofreniyi yenebilmiş ender insanlardan biri olduğunu öğrendim..
Söylenenlere göre yazar Joanne Greenberg, genç yaşta geçirdiği akıl hastanesi deneyimini bu kitapta anlatmaya çalışmış.Bunu yaparken de toplumun yerleşik değer yargılarına farklı bir eleştiri getirip ''normal'' kavramının ne olduğunu, toplumun onu dışlaması,aşağılaması nedeniyle kendi kafasında yarattığı dünyanın ayrıntılarını anlatıp bir nevi ''bunu ben yaşadım ama böyle bişilerde var,gözünüzü kapatmayın'' demeye getirip, olanı biteni kendisiyle beraber sorgulamaya itiyor diyebiliriz..
Bunun dışında kitabın dilinin ağır olduğunu itiraf etmeliyim..Birkaç kez elimden bıraksam mı acaba diye düşünmedim değil,sayfa sayısı çok olmamasına karşın anlatımından mı yada konusundan mı bilinmez boğulduğumu hissettim ama sonuna gelince iyiki bırakmamışım dedim..O yüzden tavsiyem zorlansanız da bırakmamanız.. :)
Kitaptan Alıntı
Bunun dışında kitabın dilinin ağır olduğunu itiraf etmeliyim..Birkaç kez elimden bıraksam mı acaba diye düşünmedim değil,sayfa sayısı çok olmamasına karşın anlatımından mı yada konusundan mı bilinmez boğulduğumu hissettim ama sonuna gelince iyiki bırakmamışım dedim..O yüzden tavsiyem zorlansanız da bırakmamanız.. :)
Kitaptan Alıntı
"- Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?
- Bak, dinle beni,
Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben.
Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...
ve hiç bir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim.
Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim.
Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım.
Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir.
Ben yalan şeyler vadetmem hiç.
Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır...
Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!"
Bende okumuştum canım. Çok etkilenmiştim :) İyiki yazmışsın
YanıtlaSilsağol demetim..^o^
Silama ilginç bir kitap okuma deneyimi olduğunu kabul etmeliyim..:)
Elinize sağlık. Ben de bugün blogumda bu kitabı işledim.
YanıtlaSilhttp://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/lila-sana-gul-bahcesi-vadetmedim.html
Teşekkür ederim..Yazınızı okudum oldukça detaylı bir tanıtım olmuş.. :)
Sil